Açıklama
Share this
…Gecenin geç vakitlerinde kahvenin kapanmasına yakın bir saatte Orhanlı beldesinin karanlık sokaklarında çamurlara bata çıka kapanmak üzere olan kahveye doğru yürüyen Kamyoncu Halil’di. Karanlık suratında türlü hesapların izleri dolaşıyordu sanki. Bir kaç saat önce bir fabrika müdüründen aldığı teklif karşısında dilini yutacaktı neredeyse. Hayatında ilk kez şansının döndüğüne inanıyordu. Ama fabrika müdürünün teklif ettiği işi yapabilmesi için birkaç kişiye daha ihtiyacı vardı. İş, bol paralı, cazip bir işti ve kafasından geçirdiği adamların işi kabul edeceklerine emindi. Kahveye girdiğinde kimseye selam verme gereği bile duymadı, zaten selam verse de almazlardı onun selamını bu kahvede. Karanlık işlere bulaşmayı seven bir adamdı, bir de olur olmaz hır çıkarır, içer etrafa saldırırdı. Bir de kumar masalarından kavga etmeden kalkmazdı. Kahveye girdikten sonra geçip boş bir masaya oturdu, gözünü okey oynayanlara çevirmişti, aradığı adamlardan ikisi okey masasında taş çeviriyordu adamlar sinirli görünüyordu, kaybettikleri belliydi. Adamların kaybetmesi iyi olacaktı, kaybeden adam daha da hırslanacak, paraya çok ihtiyacı olduğu için teklif edeceği işi kabul edecekti. Masadakilerden biri belde belediyesinde çalışan biriydi, diğeri de bir greyder operatörü. İkisi de iyi para kazanmalarına rağmen, içki, kumar ve kadına düşkünlüklerinden dolayı ellerinde para tutamazlar ve hep borç içinde yaşarlardı. Her ikisi de en az kendisi kadar gözü karaydı ve belaya bulaşmaktan çekinmezdi.