Mühürlü

9,00

Kategoriler: ,

Açıklama

Share this

İstanbul’un üzerine kirli yağmurlar düşüyordu. Fatih semti de bu yağmurdan nasibini alıyordu. Akşam karanlığı semtin üzerine çöktüğü zaman, zaten gündüzleri bile kendine ha ürkütücü bir görüntüsü olan semtin uzaktan görünüşü daha da bir gizemli olmuştu. Yağmur etkili olmuştu. Semtin sakinleri evlerine çekilmişti. Sokaklarda evlerine dönmeye çalışan tek tük insan karanlığın içinden sıyrılarak ilerlerken korkutucu görünüyordu. Uzun cüppeleri, sarıkları ve sakalları ile başka alemlere aitmiş gibi görünen bu semtin sakinlerinden bazı insanların ayak sesleri yağmur sesine karışıyordu.

Yağmur sesine bir kadının duası karışmaya başlamıştı. Kadın Fatiha suresini okuyordu. Kadının sesi, bir evin önünde başlamıştı, sessiz sokaklarda, döküntü eski evlerin arasından geçerek, eski zamanlardan kalmış, mezarların arasından ilerledi.

Mezarlar ve mezar taşları, ışık ve gölge oyunları arasında kalmıştı. Canlıymış gibi hareket ediyorlardı sanki. Aç martı çığlıkları semtin üzerinde, kadının dua sesiyle karışmıştı belli ki. Semtin sokaklarında yağmur sesinden başka bir ses yoktu. Sokaklara düşen ışık da giderek azalıyordu .