RUHUNDAKİ ATEŞİ YAK

29,00

Açıklama

Share this

KUANTUM ZAMANSIZLIK

 

Kuantum-zamansızlıkta yaşamak kaçırma duygusu.

Basitçe biri size sorarsa Kuantum olmak nasıl bir şeydir diye, cevabı tecelliyat üzerinden şekillenmek dersiniz.

 

Kim tarafından, hangi amaçla, din kitabı da olsa, edebiyat eseri de olsa, filozofi de olsa kitaplar yazılar sadece işaret ederler. Kelimeler-cümleler ile kısıtlanmış olan bir anlatım Kuantum gerçekliği tanımlayamaz ama tanrı o alanı boş bırakmamıştır. Gözlemciler-bekçiler kelimelerle işaretleri bırakırlar ama asıl yeri tecelliyatın kendisindedirhakikat oradadır.

 

Zamansızlıkta yaşamak Kuantum-zamansızlıkta yaşamak kaçırma duygusu – kanatlılar.

Şimdi size kanatlılar üzerinden tecelliyatı ve Kuantum zamansızlık formalarını anlatacağım. İki ilginç kuş var;

 

Yelkovan kuşu, önce bundan başlayalım; bu kuş bir okyanus kuşudur, günlerce herhangi bir yere konmadan denizin üzerinde uçar.

Nasıl oluyor da uçabiliyor? Bu bir tecelliyat, bize bir şey anlatır, yaratılmış olan her şey Kuantum yaratımı anlatır ama en çok da bazı türler bunu özellikle anlatır, bunlar kuşlardır, kanatlılardır.

 

Uçabiliyor olmasının tek sebebi günlerce deniz üzerinden konmadan, konacak bir yerin olmamasıdır. Bu bizi boş beyaz oda düşencesine götürür, konacak çok yeri ve şeyi olan bir kişi hayatını konmalar üzerinden tasarlar, yani kurduğu mantık adeta bir serçe kuşu gibi.

 

Özellikle serçe kuşları ilginçtir, bir dalın üzerinde sadece bir kaç saniye dururlar, hemen başka bir dala konarlar. Şimdi bu iki kuşu bir arada inceleyelim; serçe kuşu çok fazla uyaranlar ile karşı karşıyadır, kafası da gözleri sürekli titrek panik halindedir, rüzgarın sesi, dalların çıtırtısı vesaire ne varsa hepsi birer uyarandır ama serçe kuşu bu uyaranların hepsini kontrol edemez, başka bir mantık kurar, sürekli yer değiştirirsem hedef haline gelmem, modern insanın durumu biraz buna benzer.

 

 

Modern insanda kaçırma duygusu had safhadadır, yani bir şeylere ulaşamama, yetişememe, elde edememe, neden böyledir? Seçenekler sonsuz sayıdadır ama bilmediği şudur, o seçenekler sadece birer kurgudur.

 

Eğer kendi fıtratının farkında olsa ve o fıtratın üzerinden kendini şekillendirse, o bir yelkovan kuşuna dönüşür.

Yelkovan kuşu metafiziğe en yakın olan bir hayvandır, sadece deniz üzerinde günlerce uçar, gözlemlenecek fazla bir şey olmadığı için gözlemciliği keskinleşir, odak artar, yoğunlaşma artar.

 

Bir Kuantum insan hangi silahlarla donanmıştır diye sorarsak, birinci ve en değerli silahının odaklanma gücü olması deriz.

 

Odaklanma gücü odaklanma yoğunluğu yüksek kaliteli ve yüksek kalibreli odaklanma nasıl olur ve bu özellik bir insana ne kazandırır sorularının cevabı ise şöyledir; odaklanmak demek –sujeye, yani odaklanılacak olan şeye zihinsel bir bağ kurmak anlamına gelir.

Bunun için kişi anda çeşitli vazgeçmeler yaşamak zorundadır, nedir onlar?

Kaçırma duygusundan arınması gerekmektedir.

 

Örneğin; iki insan buluşmuş, sohbet edecekler, birbirilerini tanıyacaklar ama ortamdaki diğer uyaranlara da oldukça açıklar, telefonla uğraşmak, birilerine selam vermek, gözlerin etrafı taraması vesaire.

 

Bu davranış değersizlik üretir, değer vermediğin bir şey de sana değerli olan şeylerini açmaz. Yoğunlaşma değer vermek anlamına gelir.

 

Suje kişiden ne kadar çok bu yönde enerji alırsa, o kadar çok katmanlarını açar ve bu zamansızlık olgusunu yaratır. Her iki taraf da bunu yaparsa ikisi birde zamansızlığın içine düşer, aynı yelkovan kuşları gibi. Modern insanın aptallıklarından biri de şudur, ne kadar çok uyarana karşı tetikte durursam, ne kadar çoğunu kaydedersem, ne kadar çoğuna dokunursam o kadar kazanmış olurum” der.

 

Sanki düğün töreni gibi, ortamda ne varsa herkes ve her şey ile dokunma, siyasetçinin herkesin elini sıkması gibi, buna benzer bir durum var.

 

Aslında ne kadar çok uyarana, ne kadar çok tepki verirseniz ömrünüzden o kadar gider, yani ömrünüzden harcamış olursunuz çünkü dingilik alanından ne kadar çok uzaklaşırsanız, hücre, özellikle beyin hücreleri o kadar çok ölür, o kadar hızlı yaşlanırsınız, o kadar fazla yüzünüzde kırışıklık olur.

 

Kaçırdığınız bir şey yok, neden? Çünkü her şeye kendi ömrü verilmiştir. Örneğin bir kuru fasulyeyi pişirmeden yerseniz ya da herhangi bir eti tavaya atıp 3 dakika kızartıp yerseniz, o eti yemiş olursunuz ama etin olasılıklarını ortadan kaldırmış olursunuz. Et günlerce terbiye edilebilir, farklı tadı olur, o tadı elde etmemiş olursunuz.