SUNAK

9,00

Kategoriler: ,

Açıklama

Share this

Cihan yirmi beşinci doğum gününü daha birkaç gün önce kutlamıştı. Bu kutlamaya katılmasını çok istediği aile üyelerinden hiç kimse katılmamıştı. Çünkü onun uzun zamandan beri bir ailesi yoktu. Tüm ailesinin bir trafik kazasında kaybetmişti. Yolda yürürken işte bunları düşünüyordu. Kaybettiği ailesini ve sevgilisini. Onunla nasıl bir gelecek bekliyordu kendisini bunu bilemiyordu.Sevgi’ydi sevgilisinin adı, bir reklam ajansında çalışıyordu. Bir çalışma sırasında tanışmışlar ve birbirlerine kısa süre içinde aşık olmuşlardı. Cihan o gün çok yorgundu eve dönerken yeni bir fotoğraf çalışmasından geliyordu. Bir fabrika binasını ve fabrika içindeki makineleri fotoğraflamıştı.

Oturduğu apartmanın kapısından girdiğinde her zamanki gibi gitti posta kutusunu açtı ve içindeki mektupları çıkardı. Bir mektup dikkatini çekmişti. Bir köy muhtarından geliyordu mektup. Yabancı değildi köyün adı. Babasının doğduğu köydü mektubun geldiği yer.

O köyü hayatında hiç görmemişti Cihan, bütün ailesini kaybettikten sonra onu bir Çocuk Esirgene Kurumuna vermişlerdi. Orada yetişmişti Cihan, liseden sonra ise üniversite sınavını kazanıp İstanbul’a gelmişti. Bütün öğrencilik dönemi yurtlarda geçmişti.Kendine hem annelik hem de babalık yapmıştı. Elinden her iş gelirdi onun.